MUHALİF OLAN DA MUHALİFLER DE... NE TÜRKİYE'DE NE DE CHP'DE...
Gürsel Tekin ve arkadaşlarını, son süreçte, parti içi demokrasi adına destekleyen bir arkadaşımın, aynı isimlerin finaline dair yorumu, "CHP'de bulunabilme şartları açıktır, parti içi muhalefetin sınırları da, ki
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) da buna göre karar verdi ve Gürsel Tekin ve Barış Yarkadaş'ı CHP'den ihraç etti, diyen çok kişi var çevremde ama, ben bunu; gücünü / iktidarını / koltuğunu garanti altına almaya çalışanların Türkiye'sinde 'olması gereken yapıldı' diye görüyor ve okuyorum... Son yıllarda hemen hepimizin ifade ettiğine ben bir şey daha ekliyorum, tam da bu noktada; Ülke demokrasisi de parti içi demokrasi de yerlerde sürünüyor ! Muhalefetse hiç bir şartta sevilmiyor, muhalifler de ! Ne ülkede ne de partilerde, ama bunu bir SOL (!) partide izlemek kadar acısı yok" oldu...
'SOL' derken, ünlem işaretini ben ekledim !
Bugünün CHP'sinin, o bildik 'SOL' değerlerin neresinde durduğu çok net değil çünkü...
Son dönemde AKP'ye karşı yükselişte 'SAĞ' adaylardan aldığı güç, biraz bundan...
'SAĞ' denen adaylardan sıkça kalesine gol yemesi de...
Türkiye, 'SOL' partilerin iktidar hesaplamalarında gereken sonucu vermeyen ülkelerden, ki bunu İslami kimliğinde de görmek gerek, muhafazakar toplum yapısında da, bugüne kadar demokrasisi içinde yaşadığı darbelerin ve benzerlerinin kalabalığında da ama, bu, SOL denenin yaşamak için SAĞ'laşmasını ve kendinden bu kadar kaybetmesini gerektirmemeli galiba !
Peki, yaşamak ve yükselmek için 'SAĞ'laşan bir CHP'de bu son dönem yaşanan iç çatışmalar ve finalinde sahneye çıkmaya zorlanan isimler, bize nasıl bir hikaye fısıldıyor ?
Sahneye çıkartılan ve "ARTIK BİZDEN DEĞİLLER" denen isimlerden,
...Gürsel Tekin, Savaş Aras, Erkan Narsap, Zeki Şen, Levent Çelik, Barış Yarkadaş, 'partide aldıkları görev ve sorumlulukla ve üyelikle bağdaşmayan tutum ve davranışlarda bulunmak' hükmü uyarınca; Yusuf Gögerkaya, Berhan Şimşek, Mustafa Yavuz, Zeynel Kızılkaya, Atakan Demirci, Koray Göbel, Ömer Kutlu, Cevher Sönmez ise Merkez Yönetim Kurulu'nun tedbirli olarak kesin çıkarma cezası talebiyle o sahnedeler belki ama, o sahne de sahnede duran isimler de her an değişebilir, bu da asıl detay !
Gürsel Tekin'in de Barış Yarkadaş'ın da Berhan Şimşek'in de bu ihraç süreçlerine ve kararlarına yönelik açıklamaları, bizlerin 'BU DA ASIL DETAY' kısmına dair öfkeli bir sakinlik içeriyor aslında ama, başlarken de denilendeyim ben de...
Parti içi muhalefete bir yere kadar 'EVET' diyenler, sanırım o 'muhalefet' haddinden fazla güçlenince, buna bir 'DUR' deme gereği duyuyor... Belki de durum, 'domino teorisi' gibi ! Biri bir yerde bir şeylere güçlü bir şekilde dokunduğunda, eldekini ayakta tutmak da elde tutmak da zorlaşıyor... Bu da sürecin normal ilerleyişine müdahaleyi mecbut bırakıyor... Bu tabloya, daha düne kadar "SONUNA KADAR ARKASINDAYIZ" denilen, Hatay'ın Büyükşehir eski Belediye Başkanı ve CHP'nin 'OLMAZSA OLMAZ' adayı Lütfü Savaş'ı da ekleyelim mi ? Bence ekleyelim... Çünkü Özgür Özel'in İNATLA ve de ISRARLA "adayımız" dediği, "ALTERNATİFİNİ BULAMADIK" diye de eklediği bir isim üzerinden kaderini ve finalini bekler haldeki bugünkü hali, sanırım her şey bir tarafa, trajikomik de bir çerçeve sunuyor, güç ve iktidar savaşına...
Bir önceki kurultayda Özgür Özel'in karşısında aday olma çabası tartışmalarla sona erdirilen Berhan Şimşek'in, partiden ihraç kararını ve tavrını, "45 yıllık üyesi olduğum partimin yöneticilerinin bana verdikleri onur madalyamı sizlerle paylaşıyorum" dediği bir ortamda, peki, bundan sonra ne olur ?
Haklısınız;
Ekim, olası 'mutlak butlan' davası, cevabı verecek olan !
Bugünün sahnesini ve sahnedeki isimlerini yeniden belirleyecek, güncelleyecek olan da !
Bundan sonra, CHP'nin nasıl bir çizgide ve nasıl bir parti kimliğinde yürüyeceğini söyleyecek olan da !