CHP'DEN NİYE İSTİFA ETTİM? ANITKABİR'DEKİ ANKARA'DAYIM..
Türkiye'deki siyaseti yeni öğrenmedik... Nasıl işlediğinin farkındayız... Neyle beslendiğinin de... Onu besleyenleri nasıl beslediğinin de... Onu ayakta tutanları hangi formda / kıvamda tuttuğunun da... O yüzden de bu konuda birbirimize ha bire 'GÜNAYDIN' demek yerine, farkına varsak mı 'KİM' olduğumuzun !
30 Ağustos Zafer Bayramı'nda Anıtkabir'e çıkan AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, parti servis araçlarıyla aynı alana taşındığı televizyon kameralarına açık açık yansıyan taraftarlarının onun için slogan atmasının tartışmasını niye yapıyoruz o zaman ? Konu, o kalabalıkların orada ne dediği, Erdoğan için ne şekilde bağırdığı ya da niye bağırdıkları değil, eleştirenlerin de benzer fotoğraf karelerini aynı yer için daha önce yaratmış olmaları... Ama aynı tepkiyi vermemiş olmaları...
Unutmadık,
...partisine yeniden lider dönmek için Eylül davasının sonucunu bekleyen Kemal Kılıçdaroğlu'nun, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Millet İttifakı'nın adayı olarak 19 Mayıs 2023'te Anıtkabir'e yaptığı ziyarette yaşananları ! Onu destekleyen kalabalığın alkışları, ıslıkları altında ilerleyişini ! Anıtkabir alanını adeta bir miting alanına çeviren o atmosferi ! Siyasi bir adaylık ilanının, Anıtkabir'de adeta bir siyasi şova dönüştürüldüğü anları !
Konu, "KİM HATALI" kısmı değil anlayacağınız, ama işimize geleni görüyor, diğer her şeye körleşiyoruz...
Hep tekrar ettiğim bir şeydir, kendi adıma...
AKP''ye Erdoğan noktasında oy veren, bunu da ilk iki döneminde de tekrar eden biri olarak, son iki dönemine ve artık geldiğimiz bugüne 'yeter' diyenlerdenim... Konu hem 'geçinemiyoruz' hem 'ay sonunu bile getiremiyoruz' hem 'maaşım kirama bile yetmiyor' hem 'özgürlük' hem 'insan hakları' hem 'adalet' hem 'hukuk' hem 'yandaşlık' hem 'eşitlik' hem 'kadın hakları' hem 'yarınsızlık' !
Yok, bunca birikmiş sorunun ortasında daha fazla dibe batmamak için uzattığım elimi kimin tutacağını hala bilmiyorum... CHP'ye üye bir T.C. vatandandaşıydım uzunca bir süre ama, elimi tutacakların haline baktıkça, benim onların elini tutup, düştükleri çukurdan çıkartmam gerektiğini gördüm her defasında... Kurtarılmayı beklerken, 'kurtarın beni' diyenlerin '...iktidar olursak eğer' hikayelerini dinledim her defasında...
Bugün bana hayat adına ödeyemeyeceğim kadar büyük ve ağır bir fatura çıkartanlarla, beni kurtarmasını beklediklerimi güle oynaya aynı kare içinde görünce daha iyi anladım, elimi tutacak kimsenin kalmadığını...
Hepimiz izledik, CHP Osmaniye Milletvekili ve Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya ile CHP’li Nurhayat Altaca Kayış'ın, TBMM'deki Filistin oturumunun arasında kuliste bir araya geldikleri MHP lideri Devlet Bahçeli ile olan samimiyetlerini, hatta “Meclis sizinle güzel” deyişlerini, beraber fotoğraf çektirme gayretlerini, samimiyetlerini... Tüm bunlar olurken; Ekrem İmamoğlu ve diğer CHP'li belediye başkanlarının tutuklanmaları ve gözaltına alınmaları sürecinde başlayan 'adalet' mitingleri sırasında gözaltına alınan gençlerin hukuk ve özgürlük sloganlarını, o meydanlara toplanan milyonlara verilen sözleri, 'ya hep beraber ya hiç birimiz' haykırışlarını ise unutmadık...
Ama anlamadık da...
"Dışarıda tüm bunlar yaşanırken, içeride yaşananların verdiği mesaj neydi", anlamadık !
O meydanlara toplanan milyonların ben gibi elini uzatıp kurtarılmayı beklerken ki çaresizliği apaçık ortadayken, o meydanlara o milyonları toplayan CHP adına bir yöneticinin, o meydanlardaki çaresizliğin sorumlusu olan iktidarın bir temsilcisine “Meclis sizinle güzel” demesi ne, anlamadık !
Yok, elim havada değil, kurtarılmayı beklemiyorum artık...
Anladım, asıl, beni kurtaracaklarını düşündüklerimin kurtarılmaya ihtiyacı var !
