Chobani Ve Hamdi Ulukaya... Cadı Avının Son Kurbanları!
Fenerbahçe ile uzun süreli bir sponsorluk anlaşması yaparak bir anda Türkiye gündemine giren, Amerika pasaportlu Kürt İşadamı Hamdi Ulukaya da, yıllık cirosunun yaklaşık 3 milyar dolar olduğu söylenen şirketi Chobani de linç edilmek istenen yeni kurbanlarımız... Konu, Ulukaya'nın, geçmişte Türkiye için sarf ettiği bazı sözler gibi görünse de, onu, belirli bir profilde konumlandırma çabamız dikkat çekiyor !
Mesela,
...Kürt olduğu için Türkiye'den ayrılmak zorunda olduğu !
...Kürtlerin yıllardır Türkiye'de baskı altında olduğu !
...geçmiş dönemlerde köylerin bombalandığı !
...Kobani’deki insani yardım çalışmaları !
...“Türkiyeliler” kelimesini kullanması !
...PKK/YPG ile ilişkilendirilmesi !
Hatta, 2005 yılında Hamdi Ulukaya tarafından New York'un South Edmeston kasabasında kurulan ve genel merkezi New York'un Norwich şehrinde bulunan Chobani’nin, ürünlerini, uluslararası piyasada “Greek Yogurt” (Yunan Yoğurdu) olarak markalaması da devam eden tartışmanın en fazla servis edilen parçası... Oysa ki, Chobani’nin ABD’de “Greek Yogurt” (Yunan Yoğurdu) olarak markalanması, sadece bir pazarlama stratejisi... Ama durum öyle trajikomik bir hale geldi ki, 'Chobani' kelimesinin Suriye'deki 'Kobani' kentiyle ilişkilendirilmesi durumunu bile yaşadı, Ulukaya !
Konu aslında ne Chobani ne de Hamdi Ulukaya, ama avın kolaylığı !
Bugün, Kobani'ye zamanında yaptığı yardımlar ve Kürt kimliğinde yaptığı bazı bireysel açıklamalar nedeniyle PKK/YPG ile ilişkilendirilecek hale gelen Ulukaya'yı bu nedenlerle hedef yapan, sert bir şekilde eleştiren, konuyu 'milliyetçi' kaygılarla ülke menfaatleri noktasına taşıdıklarını söyleyenlere,
MHP ve Devlet Bahçeli örneğini verelim mi ?
Hatta o kadar cesaretleri varsa, PKK ve lideri Abdullah Öcalan'ı neredeyse TBMM'ye taşıyan bu sürecin sahipleri için tepkiye davet edelim !
Kimler yok ki, sadece o 'Türkiyeli' kelimesinden yola çıkıp, Mehter edasıyla sefere çıkanlar arasında !?
Komik olan,
...bu kelimeden bu kadar rahatsız olanların, rahatsız olmakla da kalmayıp etrafı tozu dumana boğanların, son dönemde çokça dillendirilen "SAYIN ABDULLAH ÖCALAN" ifadesini, hatta "KURUCU ÖNDER" söylemiyle taçlandırılan bir terör örgütü lideri güzellemesini konu bile yapmaması, bunu dile getirenleri eleştirmemesi, duymazdan gelmesi, hatta olay yerinden sessiz adımlarla uzaklaşması !
Erdoğan'ı ya da Devlet Bahçeli'yi, AKP'yi ya da MHP'yi eleştirmek kolay değil, haklısınız...
Korktunuz ve sustunuz, haklısınız....
Sustunuz ve geri çekildiniz, haklısınız...
Geri çekildiniz ve kabul ettiniz, haklısınız...
Kabul ettiniz ve sindiniz, haklısınız...
Madem bu haldesiniz, bence, korktuğunuz, sustuğunuz, geri çekildiğiniz, kabul ettiğiniz ve en sonunda da sindiğiniz o noktada kalmaya devam edin ! TÜRKİYELİ kelimesine gelinceye kadar bu ülkede olan biten hiç bir konuda konuşmayan hallerinize çok alıştık, kaldığınız yerden SUSMAYA devam edin !
Victor Hugo ne güzel demiş;
"Korkudan susan, gerçeği gömen bir mezar kazıcıdır" !
Bence, işine gelen noktada ayağa kalkan, ama çokça da susanlar, mezar kazıcılığına devam etsin !