Hatay'da dün yaşanan mülkiyet gaspı ve doğa katliamına karşı siyasi iradenin harekete geçmesi gerektiğini belirten İklim Adaleti Koalisyonu, mülkiyet hakkın aq saygı gösterilmesini istedi.

Cop26 Koalisyonu olarak 80 bileşeni ile birlikte iklim krizine karşı iklim adaletini savunan İklim Adaleti Koalisyonu, Hatay’da Antakya’nın Dikmece ve Serinyol ile Samandağ’ın Mağaracık mahallesinden yerel halkla birlikte zeytinliklerden, narenciye bahçelerinden, buğday tarlalarından imdat çığlıklarının yükseldiğine dikkat çekti.
Türkiye’deki tek Ermeni köyü olan Vakıfköy’ün yanısıra Hıdırbey, Kurtderesi ve Mağaracık Mahallerinde de 11 etaplı TOKİ afet konutu ve ticaret merkezi projesi için acele kamulaştırma yapıldığını anımsan koalisyon, yaklaşık 200 dönümlük tarım arazisinin kamulaştırılmasına yönelik mağdur olan vatandaşların hem dava açtığını hem de TBMM’de dertlerini anlattığını ifade etti.
Açıklamada; “Dikmece ve Samandağ’daki hazine arazileri yerine, ısrarla buğday tarlalarının, tarım alanlarının, narenciye bahçelerinin, yüzlerce yıllık zeytinliklerin TOKİ alanlarına dönüştürülmesinin mantığını anlamak mümkün değil” denilerek, dikili buğday tarlalarının, verimli tarım alanlarının yok edilmesinin kabul edilemeyeceği de vurgulandı.
YAĞIŞLAR
İ“Sıcaklık artışı ve tozlaşma da arı ve diğer hayvanların yaşam koşullarını bozacağı için arıcılık ve hayvancılık da olumsuz yönde etkilenecektir” denildi.
Daha önce Dikmece’de yapılan doğa katliamının Samandağ Mağaracık’ta yapıldığı gibi Antakya'nın Serinyol mahallesinde bulunan ve bölge halkı için önemli bir rekreasyon alanı olan Yıldırım Mesire Alanı'nda da çam ağaçlrı
nın kesildiğine dair görüntüleri anımsatan İklim Adaleti Koalisyonu, bu durumun, doğal çevrenin korunması ve kent halkının sosyal ihtiyaçlarının karşılanması noktasında soru işaretleri oluşturduğuna yer verdi.
BARINMA HAKKI
Yeniden yapılanma sürecinde barınma ihtiyacının karşılanmasının önemine de yer verilen açıklamada:
“Barınma sorununu çözmek için yöre halkının geçim olanaklarını sağlayan tarım alanları, zeytinlikler, narenciye bahçeleri TOKİ’ler için yok edilince Hataylılar bölgedeki varlıklarını, yaşamlarını nasıl sürdürebilecek?” diye sorulurken, açıklamada şu üç üç görüşlere de yer verildi:
“İktidarın desteğini alan şirketler, Mağaracık'ta, Dikmece’de olduğu gibi jandarma koruması altında yüzlerce yıllık zeytinliklere, narenciye bahçelerine, tarım alanlarına kepçelerle girerek ağaçları söküp, doğayı talan etmektedir. Bu açık bir mülkiyet gaspıdır ve halkın geçim kaynaklarına yönelik bir saldırıdır. Tapulu arazilerini savunmaya çalışan yurttaşlara yönelik kolluk kuvvetlerinin müdahalesi ise bu hukuksuzluğa ortak olmaktır.”
Hukuksuz mülkiyet gasplarına, doğa katliamına ve halkın iradesini hiçe sayan politikalara karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini de açıklamalarında yer veren İklim Adaleti Koalisyonu, siyasi iktidarı, Hatay halkının feryadına kulak vermeye, bu yanlıştan derhal dönmeye ve halkın mülkiyet haklarına saygı göstermeye çağırdı.
Açıklamada ayrıca, meslek odalarını, sivil toplum kuruluşlarını ve tüm demokratik güçlerini, 21 Nisan’da Hatay’da görülecek davada ve sonrasında dayanışmaya ve hukuksuzluklara karşı ses yükseltmeye de davet edildi.