Üç gün önce Antakya'ya bağlı 6 mahallede meydana gelen orman yangınlarıyla ilgili açıklama yapan Antakya Çevre Koruma Derneği(AÇKD) Yönetim Kurulu üyeleri,yangınlara ilişkin ciddi endişeleri ve soru işaretleri olduğunu ifade etti.

Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Doğal mirası, kültürel mirası, çok kültürlülüğü ve medeniyetler beşiği olarak bilinen Antakya'da yaşanan yangında binlerce hektar yok oldu. Aynı gün ve şiddetli fırtına uyarısı yapılan bir günde bir çok noktada yaşanan bu yangınlar yoğun bir şekilde dikkat çekti ve soru işaretleri doğurdu.
Antakya İlçemize bağlı Üçgedik, Karaali, Dikmece, Gülderen, Oğlakören ve Alahan Mahallelerine sıçrayan yangında binlerce ağaç kül olduğu gibi binlerce hektar alan yok oldu.
Yanan sadece ağaçlar değildi binlerce canlının yaşam alanı yandı, can kaybı olmadığına sevinen yetkililer canlı olarak sadece insanı kabul ettikleri için bu alanlarda yanarak can veren birçok canlı gündemlerinde bile olmadı. Halbuki sayısını bilemeyeceğimiz birçok canlı yangında can verdi.
Manzara her yılki gibi hiç değişmedi yangın mevsimi olarak nitelendirdiğimiz bu zamanlarda sadece ağaçlar yanmadı, çocuklarımızın, dünyamızın geleceği yandı.
Geçtiğimiz senelerde yine yüreğimizi yakan, yine nefesimizi kesen ve canlarımızı alan yangınları, unutmadık.
Depremde evsiz kalan aileler henüz yeni TOKİ'lere yerleşmişken zarar gören TOKİ konutlarından da oldular. Daha kaç yok oluş yaşayabilir güzel Antakyam.
Orman yangınları çevresel felaketler olduğu kadar halk sağlığını ve kamu hizmetlerinin sürekliliğini tehdit eden krizlerdir.
Bu nedenle İnsansız Hava araçları ivedi hayata geçirilmeli ve orman yangınlarını erkenden tespit etmek için kullanılmaya başlanmalıdır. Orman Genel Müdürlüğü'nün bütçesi artırılmalı, Ata yadigarımız olan Türk Hava Kurumu, desteklenerek orman yangınlarındaki mücadeleye aktif biçimde dahil edilmelidir. Gece görüşlü olan hava araçları kullanılmalı, gece gündüz müdahale yapılabilmelidir..
Sonbaharla birlikte, küresel ısınmaya, iklim değişikliğine karşı ağaçlandırma kampanyaları başlayacak.
Halbu ki 50 yılda ancak yetişebilen ormanı koruyamadan yok oluşunu izliyoruz ve ülkemizde yeşile dahil ne varsa ya yok ediliyor ya da yanıp kül oluyor.
Yaşamak istediğimiz dünya bu değil, çocuklarımıza bırakacağımız dünya bu olmamalı. İklim değişikliği diye bağırırken, iklimi dengeleyen en önemli unsur olan ormanlarımızı koruyamıyoruz.
Bizler çevre katili politikalara karşı;
Doğanın, kuşun, böceğin, çiçeğin, dağın, derenin, ağacın tarafındayız..
Yitirilen Çevre Değil, Geleceğimizdir."Denildi.