BİR ARADA YAŞAMAK,SORUMLULUKLARIMIZ VE YAŞAYAN ÖLÜLER!...
Belki Sevgidir Bizi Kızdıran,Belki Nefrettir Bizi Düşündüren,Belki Korkudur Bizi Yalnızlaştıran ve Daha Nice İnsanı Duygu ve Yönelim...Kimileri için YAŞAMAK demek sadece, hava almak,su içmek,yemek yemek ve uzanıp yatmaksa boylu boyunca; SORGUSUZ SÜALSİZ hemen paylaşalım, budur bizikızdıran,yalnızlaştıran,korkutan,düşündüren ve yıkıp bitiren doğrusu... İnsan doğar doğmaz topluma karışır aslında.Gelişip yol alma durumu uzun ve meşâkatli bir süreçtir.Güven ve huzur içinde yaşamak,hele de mutluve onurluca yaşamak ise bedel ister,emek ister,ilim _irfan ister istisnassız...Öyle bir Dünya da yaşıyoruz ki,soluduğumuz havadan,içtiğimiz sudan,tükettiğimiz gıdaya kadar,bulunduğumuz ilişkilerden,siyasete kadar ağırlıklıolarak büyük bir kirlilik içerisindeyiz ne yazık ki.Bu kirliliği ve çekilmezliği yaratan insanoğlu insandır.O zaman YARATANDA,KURANDA,YIKANDA ve tabi ki DEĞİŞTİRENDE de insandır.Temel düstürümüz bu olmalı.Hal böyleyken bir arada yaşamanın olmazsa olmazları ve sorumlulukları hep birlikte düşünelim EY İNSAN...Ben sadece ben demek olmaz,benden geçti demek te olmaz,örgütsüz ve DONKİŞOT gibi yaşamak ta olmaz,ben ve ötekiler demek hiç olmaz,düştük mü darakader-kısmet demek sakın ha!...Kâmil insan başkadır;IRK,DİN,DİL,RENK ayrım gözetmez,harama koşmaz,namusludur,dürüsttür,haysiyetlidir,örgütlüdür ve paylaşmasınıbilendir.Gelişen Dünya karşısında kendini ona göre hazırlar,sorgular,üretimde ve yaratımda bulunur.Bir düşünelim;Yaşadığımız yer ve çevrede neler olup bitiyor diye,kim hangi halet-i ruhiye içerisinde diye?...Başta kendimizden ve ailemizden başlayarak tabi ki.Acaba birey olarak,hane olarak sorumluluklarımızı,hak ve ödevlerimizi bilip yeterince yerine getiriyormuyuz?Yarınlara kendimizi nasıl hazırlıyoruz?...Toplumsal çıkarları,kişisel çıkarlarımızdean üstün tutan bireymiyiz?Sevgi insanımıyız?İçimizde ki çocuğu yaşatabiliyormuyuz?Sadece günü kurtarmakla yetinenmiyiz?Saygısız ve kabamıyız?Yufka yüreklimiyiz?Sağduyu sahibimiyiz?Hantal ve kibirlimiyiz?Eleştirel bir mekanizmaya sahipmiyiz?Vicdanen rahatmıyız?Acımasız ve bağnazmıyız?Vefalımıyız?Komşusu açken,tok yatan bireymiyiz?Ezilenin yanında ve zalimin karşısındamıyız?Evrensel hukukun üstünlüğünü benimseyenmiyiz?Sorgulayan bireymiyiz?Okumayı-yazmayı,araştırmayı,düşünmeyi,sevmeyi,aşka yelken açmayı,hayatı anlamlandırmayı bilenmiyiz?Şiirle,sazla,sözle,tiyatroyla,sinemayla,edebiyatla,bil cümle kültür ve sanatla yaşayan bireymiyiz?Empati yapabiliyormuyuz?Hoşgörü ve barış insanımıyız?Çekinmeden ve Zorlanmadan seni seviyorum diyen yüreğe sahipmiyiz?Emeğin yüceliğini özümseyen bireymiyiz?Üreten ve yaratımda bulunan bireymiyiz?Ya da sadece tüketen bireymiyiz?Ve daha kaç sorgulayan yaşamsal cümleler...Ya da;EVRENSEL ŞAİRİMİZ Nazım HİKMET'İN bizlere bahşettiği sorgulayan o anektod ta olduğu gibi!...''Annelerin ninnilerinden,Spikerin okuduğu habere kadar,Yürekte,kitapta ve sokaktaYenebilmek yalanı,anlamak sevdiğimO bir müthiş BAHTİYARLIK Anlamak gideni ve gelmekte olanı...''SÖZÜN ÖZÜ!Tüm bu olup bitenlerin farkındaysak,beyin olarak gençsek,hakımızı,ödevlerimizi,sorumluluklarımızı biliyor ve eylemsellik içindeysek,insanı insan yapan temel değerlere sahipsek,sorgulayıp ve seçenek yaratabiliyorsak, insanı daha iyiye,daha güzele ve daha mutlu bir yaşama taşıyabiliyorsak...SORUN YOK O ZAMAN!Yok bu sıraladıklarımızın ve sorguladıklarımızın farkında değilsek,uzağındaysak,sadece seyrediyorsak,pişmiş kelle gibi gülüyorsak,tükürüğü yağmur gibi görüyorsak,Godotu bekliyorsak?... VAY HALİMİZE...YAŞAYAN ÖLÜYÜZ VESSELAM!...