CHP 38. Olağan Kurultayı'nın iptali ve parti yönetiminin görevden uzaklaştırılması talebiyle açılan davanın duruşması 30 Haziran'da.gerçekleşmesi bekleniyor. 

Bugüne kadar bu durumun başta CHP'de ve farklı çevrelerde olmak üzere değişik yorumlara, açıklamalara neden oldu. 

Bir açıklamada,CHP Hatay Kurultay Delegelerinden biri olan Samandağlı Mehmet Ali Kamacı'dan geldi. 

Kamacı, gazetemize yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

"Cumhuriyet Halk Partisi(CHP),sol,sosyal demokrat, halkçı,laik,cumhuriyet değerlerine sahip çıkan,özgürlükçü bir siyasi partidir.

CHP kuruluşundan bugüne hiçbir zaman "lider" odaklı bir siyasi parti olmadı ve bundan sonra da olmayacaktır ki yüzyıldır ayakta kalmasının sebebi de budur.Demokrasinin gereği de bu anlayıştır.

Bugüne dek partimiz CHP de genel başkan konumunda görev yapan herkes, günahlarıyla sevaplarıyla,yanlışlarıyla doğrularıyla,bizlerin başımızın tacıdır ki tüm genel başkanlarımız ülkemiz ve milletimiz için en iyisini yapmaya gayret etmişlerdir.siyaset "matematik" değildir.

Her dönemin kendine has konjonktürel bir gerçekliği vardır.siyasette dünün doğrusu bugünün yanlışı,bugünün yanlışı yarının doğrusu olabilecek bir özelliğe haizdir.

Dolayısıyla her dönemin kendine has gösterdiği konjonktürel değişiklikler siyaset arenasında mutlak doğrunun olmadığını kanıtlar.Bu minvalde her genel başkan,bir önceki genel başkanları,partinin birliği ve beraberliği,bütünlüğü ve büyütülmesi adına sahiplenmesi elzemdir ki bu en öncelikli görevidir.

CHP'yi dışarıdan ya da içeriden dizayn etmeye hiçbir güç muktedir değildir.zira partimiz tabandan tavana siyaset odaklıdır.

Son dönemde yaşanan hukuk garabetlerinden ne yazıktır ki partimiz tüzel kişiliği nasibini almış ve hedefe konulmuştur.

Zira partimizin bir önceki dönem yönetimin başlatıp büyüttüğü ve tüm toplumu kucaklayan,helalleşen siyaset anlayışı ile yeni yönetime miras bırakılan (ki yeni yönetimin çoğunluğu eski yönetimde var) partimizin ülkenin birinci partisi olması durumu bunun en büyük sebebidir.iktidarın iktidarını kaybetme korkusu doğal sonucu,partimiz içinde bir kaos ortamı yaratılmak istenmekte olduğu aşikardır.

Bu durumu bertaraf etmek adına tasarruflarda bulunmak yönetimi elinde bulunduran yönetim kurullarımızın görevidir ki bu görev tam olarak yerine getirilmemekte aksine yangına körükle gitme arzusunda olan sözde!partili olanların olduk olmadık, yalan yanlış, iftira ve karalamalarına sessiz kalınmaktadır.

Uzun bir süre CHP'yi yönetmiş,nice zorluklara göğüs germiş,nice bedel ödemiş,doğru,dürüst,çalışkan ve bir o kadar da aklı selim akil insan sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na yapılan ağır itham,iftira,karalamalara mevcut yönetimin sessiz kalması,bugüne dek laf etmemesi bir vefasızlık örneği olmasının yanında doğru ve vicdani değildir.partinin birliği ve bütünlüğünü sekteye uğratacak bir davranış biçimidir.

Sayın Kılıçdaroğlu 'nun bu duruma sessiz kalması da partinin birliği ve bütünlüğünü sağlamaya dönük erdemli bir tavırdır.

Mevcut bu tavır varken alelacele il başkanlarımızın(tabiki ilçe başkanları ve üst kurul delegelerinin görüşü sorulmadan)tamamının çağrılıp partinin içinde dinamiklerine dönük bir ültimatom algısı oluşturan açıklamayı garipsedim.

Kemal Kılıçdaroğlu'nu tanıyan biri olarak bu tür tasarrufların gereği olmadığını belirtmek isterim.Zira Kemal Kılıçdaroğlu (onu en iyi tanıyan yıllarca yanında önemli mevkilerde çalışan sayın genel başkan Özel'dir). 

Partimizi zora sokacak, birliğini ve bütünlüğünü bozacak, küçültecek, hiçbir söylem ve eylemde bulunmaz aksine partiyi daha da büyütecek en iyi tasarruflarda bulunacak birinci adamdır Kemal Kılıçdaroğlu iktidar yargısının kararından medet uman bir genel başkan değildir ve hiçbir zaman da olmayacaktır.kendisinden bu minvalde bir açıklama yapmasını istemekte -ki talep şekli ayrı bir durum-kendisine yapılacak en büyük hakarettir.

Yargının vereceği karar ne olursa olsun, partimizin birliği ve beraberliği asla zarar görmeyecek aksine daha da büyütülecek bir siyasi irade ve kararlılıkla yoluna devam edecektir ki bu duruma gelmesini sağlayacak tasarruflarda bulunmaya muktedir olan partinin yönetim kadrosudur.

NASIL MI ?

...ÇOK BASİT...

Şaibe var ya da yok ...

Diyelim ki yargı butlan dedi.

_desin arkadaş..

Olacağı ne ?

_eski yönetim geldi.(mevcut yönetimin çoğu)

_gelsin arkadaş..bunlar AKP li mi MHP li mi ?...

_yok.

Kemal bey ne mi yapar korkusu mu yaşanıyor?

Söyleyelim...

Kemal bey koltuk sevdası olan bir karakter değil bir.kemal bey onurlu,karakterli,hak ve hukuku bilen ve kendisine yapılmak istemediği bir tasarrufu bir başkasına yapacak bir karakter değil iki.üyelerimizden delegelerimize ve tüm yetkili kurullarımız ne öngörürse o olur üç.

Daha açık mı ?

Özgür bey ile devam mı edilmeli? Devam edilir..Bir başkası mı olmalı? Yetkili kurullar karar verir.

Korkunun hiçbir yeri yok!

AMA!!!!!

Kemal bey ne mi ister??

Vefa...Hak...Hakkaniyet...Saygı...Nokta. "Dedi.