Hatay Ticaret ve Sanayi Odası (HATSO) Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada; deprem bölgesindeki ekonomik koşulların henüz normale dönmediğini belirtilerek Mücbir Sebep Uygulamasının en az bir yıl daha uzatılması çağrısında bulundu.
"MÜCBİR SEBEP UYGULAMASI UZATILMALIDIR!"
Yapılan açıklamaya devamla şu ifadelere yer verildi:
"Hatay Ticaret ve Sanayi Odası olarak; bölgemizde faaliyet gösteren tüm üyelerimiz, işletmelerimiz ve girişimcilerimiz adına, "Mücbir Sebep Uygulaması"nın uzatılması yönündeki çağrımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz.
6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremlerin üzerinden yaklaşık üç yıl geçmiş olmasına rağmen, Hatay'da yaşam ve ticaret henüz normal seyrine dönmemiştir. Depremde en büyük yıkımı yaşayan Antakya, Defne, Samandağ, Kırıkhan ve Hassa başta olmak üzere, kent genelinde üretim ve ticaretin sürdüğü bölgeler bugün hâlâ yoğun bir inşaat ve altyapı faaliyeti içindedir.
Toz, gürültü, çamurlu yollar, sık sık yaşanan elektrik ve internet kesintileri, su ve ulaşım. altyapısındaki eksiklikler; esnafın, sanayicinin, tüccarın ve hizmet sektörünün günlük işleyişini ciddi şekilde aksatmaktadır.
Kalıcı iş yerleri ve üretim alanlarının henüz tamamlanmamış olması nedeniyle birçok işletme hälä konteyner çarşılarda veya geçici tesislerde faaliyet göstermektedir.
Bu tablo karşısında "Mücbir Sebep" hälinin 30 Kasım 2025 tarihinde sona erdirilmesi kararı, sahadaki gerçeklerle örtüşmemektedir. Deprem sonrası koşulların büyük ölçüde devam ettiği. bu dönemde, mücbir sebep uygulamasını gerektiren şartlar halen ortadan kalkmamıştır.
Hatay'da ekonomik toparlanma, yalnızca binaların inşasıyla değil; ticari hayatın sürdürülebilir şekilde yeniden tesis edilmesiyle mümkündür. İşletmelerin vergi, SGK, beyanname ve yükümlülüklerini olağan şartlarda yerine getirmesini beklemek, mevcut ekonomik ve fiziksel koşullarda gerçekçi değildir.
Bizler "her şey normale dönmüş" gibi davranmayacağız. Hatay'ın toparlanma süreci devam etmektedir ve bu süreçte mücbir sebep uygulamasının en az 1 yıl daha uzatılması, sadece mali değil, ekonomik ve sosyal istikrar açısından da zorunluluktur."Denildi.
