İnsan Hakları Derneği Hatay Şubesi adına yapılan açıklamada;Samandağ’da Anayasal Haklar ve Bilimsel Gerçekler Göz Ardı Edilemez!Beton Santrali Derhal Durdurulmalı.".Denildi.

Açıklamaya devamla şu görüşlere yer verildi:
"Samandağ’da faaliyet gösteren beton santrali, anayasal bir hak olan sağlıklı çevrede yaşama hakkını ve halk sağlığını tehdit etmeye devam etmektedir. Bu sadece bir çevre ihlali değil, aynı zamanda Anayasa, Çevre Kanunu, bilimsel gerçekler ve yerleşik yargı kararlarının açıkça çiğnenmesidir.
Anayasal ve Yasal Çerçeve
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 56. maddesi gereğince herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Bu hakkı korumak, hem devletin hem yurttaşların ortak görevidir.
Çevre Kanunu’nun 10. maddesi ise çevreye etkisi olabilecek projeler için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin zorunlu olduğunu açıkça belirtir. Aynı kanun, halkın katılımı olmadan yapılacak hiçbir çevresel faaliyetin hukuken geçerli olamayacağını vurgular. Ancak Samandağ’daki beton santrali hakkında yerel halkın görüşüne başvurulmadan, şeffaf bir ÇED süreci işletilmeden faaliyet yürütülmektedir.
ÇED Gerekli midir? Bilim Ne Diyor?
Bilimsel çalışmalar, beton santralleri gibi toz, partikül madde (PM10, PM2.5), gürültü ve kimyasal atık üreten tesislerin insan sağlığına ve ekosisteme ciddi zararlar verdiğini ortaya koymuştur.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), uzun süreli partikül madde maruziyetinin solunum yolu hastalıkları, KOAH, astım, kalp damar hastalıkları ve erken ölümlerle bağlantılı olduğunu belirtmektedir.
Türkiye'de yapılan akademik çalışmalar, beton santrallerinin 1 km çapındaki alanlarda hava kalitesini önemli ölçüde bozduğunu ve çocuklarda solunum problemlerini artırdığını göstermektedir.
Yargı Ne Diyor? Emsal Kararlar Mevcut!
Türkiye’de daha önce benzer durumlarda mahkemeler, halk sağlığına ve çevreye zararlı olduğu tespit edilen santrallerin kapatılması yönünde kararlar vermiştir.
Örneğin:
Danıştay 14. Dairesi 2008/964 Esas, 2009/361 Karar sayılı kararında, halkın katılımı olmadan yürütülen bir ÇED sürecinin hukuken geçersiz olduğuna hükmetmiştir.
İstanbul 8. İdare Mahkemesi 2013/1004 E. 2014/1235 K. sayılı kararı ile, yerleşim yerine yakın olan bir beton santralinin faaliyetinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Hatay İdare Mahkemesi kararlarında da benzer şekilde, ÇED süreci eksik yürütülen ya da sağlık etkileri göz ardı edilen sanayi projeleri hakkında iptal kararları verilmiştir.
Bu Neden Önemli?
Samandağ halkı; yaşam hakkını, çevre hakkını ve anayasal güvencelerini talep etmektedir. Bugün göz yumulursa, sadece bugünün değil, geleceğimizin de sağlığı tehlikeye atılacaktır. Çocuklarımızın ciğerleri, dağlarımızın rüzgârı, topraklarımızın sesi bu santralin tozuna ve suskunluğa mahkûm edilemez.
Talebimiz açıktır:
Samandağ’daki beton santralinin faaliyetleri, ÇED süreci tamamlanıncaya kadar acilen durdurulmalıdır.
ÇED süreci şeffaf, halkın katılımıyla, bağımsız bilim insanlarının ve çevre mühendislerinin denetiminde yürütülmelidir.
Mahkeme kararları ve bilimsel veriler doğrultusunda, çevre ve insan sağlığı öncelik alınarak işlem yapılmalıdır.
Yaşam hakkı ihlal edilemez. Halkın sesi susturulamaz. Anayasa ve bilim yol göstericimizdir."Denildi.